SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

EBVABU SALATU’L-HAVF

<< 510 >>

باب: صلاة الخوف.

1. Korku Namazı Ve bu konuyla ilgili olan âyet-i kerîme:

 

-وقول الله تعالى: {وإذا ضربتم في الأرض فليس عليكم جناح أن تقصروا من الصلاة إن خفتم أن يفتنكم الذين كفروا إن الكافرين كانوا لكم عدوا مبينا. وإذا كنت فيهم فأقمت لهم الصلاة فلتقم طائفة منهم معك وليأخذوا أسلحتهم فإذا سجدوا فليكونوا من ورائكم ولتأت طائفة أخرى لم يصلوا فليصلوا معك وليأخذوا حذرهم وأسلحتهم ود الذين كفروا لو تغفلون عن أسلحتكم وأمتعتكم فيميلون عليكم ميلة واحدة ولا جناح عليكم إن كان بكم أذى من مطر أو كنتم مرضى أن تضعوا أسلحتكم وخذوا حذركم إن الله أعد للكافرين عذابا مهينا} /النساء

Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kafirlerin size kötülük etmelerinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Şüphesiz kafirler, sizin apaçık düşmanınızdır. Sen de içlerinde bulunup onlara namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmı seninle beraber namaza dursunlar, silahlarını (yanlarına) alsınlar, böylece (namazı kılıp) secde ettiklerinde (diğerleri) arkanızda olsunlar. Sonra henüz namaz'ını kılmamış olan (bu) diğer grup gelip seninle beraber namazlarını kılsınlar ve onlar da ihtiyat tedbirlerini ve silahlarını alsınlar. O kâfirler arzu ederler ki siz silahlarınızdan ve eşyanızdan gafil olsanız da üstünüze birden baskın yapsalar. Eğer size yağmurdan bir eziyet olur yahut hasta bulunursanız silahlarınızı bırakmanızda size günah yoktur. Yine de tedbirinizi alın. Şüphesiz Allah, kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.[Nisâ, 101-102]

 

حدثنا أبو اليمان قال: أخبرنا شعيب، عن الزهري، قال: سألته: هل صلى النبي صلى الله عليه وسلم، يعني صلاة الخوف؟ قال: أخبرني سالم: أن عبد الله بن عمر رضي الله عنهما قال: غزوت مع رسول الله صلى الله عليه وسلم قبل نجد، فوازينا العدو، فصاففنا لهم، فقام رسول الله صلى الله عليه وسلم يصلي لنا، فقامت طائفة معه تصلي وأقبلت طائفة على العدو، وركع رسول الله صلى الله عليه وسلم بمن معه وسجد سجدتين، ثم انصرفوا مكان الطائفة التي لم تصل، فجاؤوا فركع رسول الله صلى الله عليه وسلم بهم ركعة وسجد سجدتين، ثم سلم، فقام كل واحد منهم فركع لنفسه ركعة وسجدتين.

 

[-942-] Abdullah İbn Ömer (r.a.) şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Necid taraflarına sefere çıkmıştık. Düşmanla karşı karşıya geldik ve sıra sıra dizilip savaş konumu aldık. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kalktı ve bize namaz kıldırmaya başladı.

 

Ordudan bir grup da kalkıp onunla birlikte namaz'a durdu. Başka bir grup ise düşmana karşı durdu. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendisiyle birlikte namaz'a duranlara bir rekat namaz kıldırıp iki secdeyi yaptıktan sonra bunlar kalkıp namaz kılmayan arkadaşlarının yerini aldılar ve diğerleri gelip Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in arkasında namaza durdular. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara da bir rekat namaz kıldırdı ve iki secdenin ardından selâm verdi. Daha sonra herkes kalan tek rekatı kendi başına kıldı ve iki defa secde etti.

 

Tekrar: 4132, 4133 ve 4535.

 

 

AÇIKLAMA:     Zeyn İbnü'l-Müneyyir İmam Buhârî'nin kullandığı konu başlığıyla ilgili ola­rak şu açıklamalarda bulunmuştur: "İmam Buhârî korku namazı konusunu he­men Cuma namazı konusunun ardından zikretmiştir. Çünkü bu namazlar da genel olarak beş vakit namaz ile aynı kapsamda değerlendirilir; fakat bu iki na­mazın her biri için verilen hüküm diğer namazlardan farklıdır. Cuma namazı açısından bu fark daha az olduğu için İmam Buhârî bu namazla ilgili hükümlere beş vakit namazla ilgili konuların ardından yer vermiştir. Hakkında pek çok görüş ayrılıkları bulunduğu için de korku namazı konusunu Cuma namazından sonra ele almıştır. İmam Buhârî'nin konu başlığında korku namazıyla ilgili İki âyete yer vermesinin sebebi ise, korku namazının kılınma şeklinin diğer namaz­ların kılınışından farklı olduğunu göstermek ve bunun Kitap ve Sünnet ile sabit olduğunu vurgulamaktır."

 

Âyet-i kerîmede geçen "sefere çıktığınız zaman" ifadesinden anlaşılan şu­dur: Namazı kısaltarak iki rekat kılma hükmü sadece yolculuk hali için söz konu­sudur. Fakat endişe ederseniz/korkuya kapılırsanız kaydı da namazı kısaltarak kılma hükmünün sadece korku hali İçin söz konusu olduğunu göstermektedir. İmam Müslim'in naklettiğine göre sahâbîlerden Ya'lâ İbn Ümeyye bunu Hz. Ömer'e sormuş ve o da aynı soruyu Resul-i Ekrem'e sordu­ğunu ve ondan şu cevabı aldığını söylemiştir: "Bu Allah'ın size verdiği bir sada­kadır; onun sadakasını kabul edin!" Buna göre sünnet korku hali olmasa bile yolculuk durumunda namazların kısaltılarak kılınması hükmünü açıklamıştır.

 

Abdullah İbn Ömer'in daha sonra "herkes kalan tek rekatı kendi başına kıldı" şeklindeki ifadesi ondan gelen bütün rivayet yollarında aynıdır ve buradan ilk bakışta anlaşılan şudur: "Orduda bulunan sahâbîlerin tamamı aynı anda namazı tamamlamıştır." Fakat namazlarını sırayla tamamlamış olmaları da ihti­mal dahilindedir. Güdülen gaye göz önüne alındığında bu anlamın daha uygun olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü herkes aynı anda namazı tamamlayacak olursa ordu korunmaktan yoksun kalacak ve komutan (imâm) tek başına bırakılmış olacaktır. Ebu Davud'un İbn Mesud'dan naklettiği rivayet de bu gö­rüşü desteklemektedir: "Sonra Resulullah selam verince bu ikinci grup kalkıp kendi başlarına bir rekat namaz kıldılar ve ardından selam verip dağıldılar. Bunun üzerine diğer grup namaz kılınan yere geldi ve kendi başlarına birer rekat namaz kılıp selam verdiler."

 

Bu rivayetten anlaşıldığı kadarıyla ikinci grup iki rekatı hiç ara vermeden peşpeşe kılmıştır. Diğer grup ise ikinci grup namazlarını bitirdikten sonra gelip namazlarını tamamlamışlardır.

 

Korku namazının nasıl kılınacağı ile ilgili olarak pek çok rivayet ve görüş nakledilmiştir. İbn Abdilberr bu konuda Abdullah İbn Ömer'den nakledilen riva­yette belirtilen şekli tercih etmiştir. İbn Abdilberr'in bu rivayeti tercih etmesinin iki sebebi vardır:  a.) İsnadı sağlamdır,  b.) Namazla ilgili olarak konan "İmam se­lam vermeden önce cemaatin namazı tamam olmaz" şeklindeki kurala uygun­dur.

 

Ahmed İbn Hanbel şöyle demiştir: "Korku namazıyla ilgili olarak altı veya yedi farklı hadis rivayet edilmiştir. Bir kimse bunlardan hangisini esas alırsa alsın namaz geçerli olur."

 

Mâliki âlimlerinden İbnü'l-Kassâr, Resulullah'm korku namazını hayatı boyunca on defa kıldığını söylediği halde İbnü'l-Arabi'ye göre bu sayı yirmi dörttür.

 

Hattabi'nin korku namazının kılınma şekliyle ilgili değerlendirmesi şöyledir: "Resul-i Ekrem bu namazı farklı zamanlarda değişik şekillerde kılmıştır. Burada gözettiği temel düşünce şudur: Namazın doğasına en uygun ve ordunun zarar görmesini engelleyecek en doğru yolu bulmak. İşte korku nama­zının şekli hakkında nakledilen birbirinden farklı pek çok rivayet bulunduğu hal­de hepsinin özü aynıdır; namazı en uygun şekilde kılmak ve ordu güvenliğini sağlamak için en doğru şekli tespit etmek."